11 Nisan 2014 Cuma

Tatava Yapma İzle Geç!



1999 yılında Election gösterime girdiğinde aslına bakarsanız pek de fazla yankı uyandırmadı. Gösterime girdiği yılın Amerikan ticari sinemasının altın yıllarından birisinin olması da etkili oldu elbette. Gözlerin birçok şaşalı filme kaydığı o dönemde, ikinci uzun metrajıyla seyirci karşısına çıkan yönetmen Alexander Payne fazla bilinmeyen bir isimdi. Filmin kadrosunda yer alan oyuncuların büyük bir bölümü daha sonraki yıllarda çıkışa geçse de o dönemin şartlarına göre fazla bilindik değillerdi. Bir tek başrolde yer alan Matthew Broderick seyirci için tanıdık bir sima olarak ekrana yansıyordu. Filmin diğer önemli rollerini paylaşan Reese Witherspoon, Chris Klein gibi isimler ise beyazperdede bu film aracılığıyla yeni yeni seyirciyle buluşuyordu.

Filmin esas konusunu birkaç cümlede özetleyince de aslında seyircinin ilgisini cezbedecek, onu filmin içine alacak bir mevzu gözükmüyor. Filmin özeti şu, Broderick'in canlandırdığı Jim McAllister bir lisede öğretmenlik yapmaktadır. 30'lu yaşlarında, evli ve mazbut bir adamdır. Öğretmenlik yaptığı okudla öğrenci başkanlığı için seçime gidilecektir. Okulun en antipatik kızı Tracy Flick (Witherspoon) başkanlığın tek adayıdır. McAllister Tracy'den aşırı derecede rahatsızlık duymaktadır -ki bu konuda haksız sayılmaz- ve okulun başka bir öğrencisine öğüt verir. Okulda işlerin demokratik yoldan yürümesi için bir seçim ortamının olması gerektiğini ve Tracy'nin karşısına aday olarak çıkması gerektiğini söyler. Ve olaylar gelişir.

Hani işte o olayların geliştiği kısım var ya, işte orası çok eğlenceli. Filmi özel hale getiren ve sonraki filmleriyle mücevher gibi parlayacak olan Payne'in maharetli dokunuşları da bu andan itibaren başlıyor. Filmin esas konu olarak belirlediği okul seçimi bir yandan Amerikan kültürü içinde kalmaya gayret göstererek ülke yönetimi, politik ilişkiler, siyasetin insanları yönlendirmesi, yozlaştırması gibi hususlarda bir mikro ölçekli örnekten genel yapıya müthiş salvolar gönderirken Broderick'in canlandırdığı öğretmen karakteri üzerinden de pop kültür çağında belirli etik kurallar çerçevesine sıkıştırılmış bir Amerikalının gelgitlerini, günün koşuluna ayak uydurmak istediğinde de karşı çıkmak istediğinde de nasıl komik durumlara düşebildiğini çok güzel sergiliyor. Payne'in maharetli dokunuşundan kastımız ise bu bahsini ettiğimiz göndermelerin hiçbirini kör gözüm parmağına yapmaması ile oluyor. Siz gerçekten sadece bir okul seçimine ve onun etrafında şekillenen komik ve absürt olaylara yoğunlaştığınızı düşünürken, şeytanın gizlediği her bir ayrıntı etrafınızı kaplamaya başlıyor.

Filmin oyunculuk performansı hakkında da birkaç kelime etmek lazım. Filmin ana yıldızı, Reese Witherspoon. Senaryodaki antipatik, aşırı düzenci, kuralcı (bir anlamda Amerikan toplumundaki rahatsız edici muhafazakar yapıyı temsil ediyor) karakteri dört dörtlük oynamış. Filmde birden çok kısımda rol çalmayı başarıyor ve bütün dikkatleri üzerine çekiyor. Matthew Broderick ve Chris Klein başta olmak üzere diğer bütün oyuncular da vasatın üstünde bir performans ortaya koyuyor. 

Alexander Payne'in filmini, daha sonra çektiği diğer iki filmle beraber aynı bütün içinde de değerlendirmek mümkün. Hem Election hem de ardından gelen About Schmidt ve Sideways aslında aynı hedefe yol alan filmler. Payne, 2000'li yıllarla birlikte kurulan yeni dünya düzeninde çağdaş Amerikan toplumunda güçlenen bir simge haline gelen kadına dikkat çekiyor. Toplumun ataerkil yapısının artık kırıldığını ve erkeklerin öyle veya böyle kadınların kurduğu ve düzene koyduğu bir hayatın içinde artık asıl etken olmaktan uzak kaldığını ortaya koyuyor. Eğer daha önce yönetmenin bu bahsini ettiğim diğer filmlerini de izlemediyseniz işte size bulunmaz bir fırsat. Payne'i diğer isimlerden ayıran ve öne çıkaran ilk dönemine ait bu üç filmi kronolojik olarak izlemek kuşkusuz müthiş bir keyif olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder